İzlanda seyahatimizin en keyifli durağı Blue Lagoon oldu. 38 derecelik jeotermal sular, çamur maskeleri ve muhteşem atmosferiyle hem ruhumuzu hem bedenimizi yeniledi.

Kasım ayında 35. yaşımızı İzlanda’nın büyüleyici doğasında kutladık. Kuzey ışıklarından buzullara, sıcak lagünlerden siyah kumlu plajlara uzanan bu yolculuk tam anlamıyla bir rüya gibiydi.

Reykjavik’teki ilk akşamımızda rotamız belliydi: SKÁL. Hlemmur Food Hall’un salaş ama sıcak atmosferinde deniztarağından alabalığa, İzlanda birasından kızarmış karides kafasına uzanan deneyimsel bir menüyle seyahatimize lezzetli bir başlangıç yaptık.

Altın Çember Turu, İzlanda’ya gelen herkesin mutlaka yapması gereken bir deneyim. Faxi’den Gullfoss’a, Thingvellir’den Geysir’e uzanan bu yolculukta şelaleler, kaplıcalar ve UNESCO mirası bir milli park sizi bekliyor.

Reykjavik’in ana caddesinde, ekmek içinde servis edilen sıcacık çorbaları ve soğuk birasıyla Svarta Kaffid, şehri gezerken içinizi ısıtacak keyifli bir mola noktası.

Reykjavik, Kuzeyin başkenti olarak hem tarihi hem de modern cazibesiyle keşfedilmeyi bekleyen bir şehir. Hallgrímskirkja’dan Sun Voyager’a, ünlü hotdog’lardan ekmek içinde çorba molalarına kadar şehirde dolu dolu bir gün geçirebilirsiniz.

Güney sahilinde buzulların, şelalelerin ve siyah kumlu sahillerin arasında unutulmaz bir macera: Solheimajökull buzulu üzerinde yürüyüş. İzlanda’nın doğa harikalarını yakından deneyimlemek isteyenler için mutlaka yapılacak bir tur.