Buzulların İçinden: Güney Sahili Buzul Yürüyüşü Macerası

İzlanda programımızı planlarken güney sahilinde bulunan Skogafoss ve Seljalandsfoss şelalelerine, Solheimajokull buzuluna ve hatta Games of Thrones’un da bir bölümünün çekildiği siyah Reynisfjara sahiline Reykjavik’te konaklayarak günübirlik çok rahat gidilebilecğini gördük.⁣ Bu sebeple konaklamayı komple başkentte yapıp, oradan günübirlik turlara bakmıştık. ⁣

Buzulları sadece görmekle yetinmeyip üstünde yürümeye de karar verdikten sonra ⁣tripadvisor.com üstünden turumuzu ayarladık. Turumuzun tam adı da şöyleydi; South Coast Adventure with Glacier Hike Full-Day Tour.⁣

Üstünde yürüdüğümüz Solheimajokull (güneşin evi) buzulu, en son 2010 yılında patlayan Eyjafjallajökull yanardağına yarım saat uzaklıkta ve Katla yanardağının eteklerinde yer alan bir buzul.⁣ Buraya doğru giderken aklımızın bir ucundan ‘acaba bu Eyjafjallajökull yanardağı tekrar patlasa n’aparız!?’ diye düşünmedik de değil.

Alana olaysız vardığımızda tura dahil olan buz kramponu, kask, çekiç ve tırmanış kemerlerimizi giydik. Yarı Meksikalı, uzun yıllar İspanya’da yaşamış ve sadece birkaç sene önce İzlanda’ya taşınmış olan tur rehberimiz Marcell, her şeyi iyi şekilde giydiğimizden emin olmak için tüm kontrolleri yaptıktan sonra rotamıza koyulduk. Yürüyüşe başlamadan önce acil durumlar için bir form doldurduğumuzu da ekleyelim. Ehe.⁣

Buzulun başladığı yerde bir tabela dikkatimizi çekmişti. Bu tabelada, ilkokul öğrencilerinin 2010 yılından itibaren buzulların her yıl kaç santim eridiğini hesaplamaya başladıkları ve 2019 yılına gelindiğinde buzulların 718 metre geriye çekildiği anlatılıyordu. Halbuki 1931-2010 yılları arasında ölçüm 1255 metre olarak hesaplanmıştı.⁣ Son yıllarda erimenin ne kadar hızlandığını böylece anlamıştık.

Bu üzücü gerçeklerle buzulun başladığı yere geldiğimizde buz kramponlarımızı ayağımıza takıp yürüyüşümüze başladık. Her yeri kaplayan siyah tabakanın ise yanardağ külleri olduğunu öğrendik.⁣

Marcell bize buzda nasıl yürümemiz gerektiğini de göstermişti çünkü buzda yürümek asla düz bir zeminde yürümeye benzemiyordu. 

Bir süre yürüdükten sonra mola verdiğimizde, rehberimiz bize buz üstünde nasıl su içeceğimizi de gösterdi. Bu biraz şınav çekmeye benziyor, her iki çekici elinize alıp yere şınav çekermiş gibi eğilip akan suyu hüpletiyorsunuz. Tabi bu işin şovu, dümdüz şişenize koyup da içebilirsiniz.

Şansımıza havanın açık ve rüzgarsız olduğu günde yaklaşık 2 saat boyunca buzulların içinden geçip üstünden çıkmak o güne dek asla tecrübe etmediğimiz harika bir deneyimdi. Daha da enteresanı buzun sürekli şekil değiştirmesinden dolayı belki de bir sonraki gelişimizde aynı buzul rotalarını bulamayacak olmamız.⁣

Erimenin yavaşlayıp hatta tamamen durmasını dileyerek bu aktivitenin mutlaka yapılacaklar listesine eklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.⁣ 

Next
Next

Mavinin Peşinde: İzlanda’nın Jeotermal Harikası Blue Lagoon