İZLANDA GEZİ REHBERİ
Kasım ayında 35. yaşımızı kutlamak için rotamızı İzlanda’ya çevirdik. Tarihlerimizi, Antwerp’teki Backstreet Boys konserine yetişebilmek için biraz öne çekmek zorunda kalsak da, ortaya hayallerimizi aşan bir tatil çıktı.
İzlanda’dan Amsterdam’a, oradan Antwerp’e uzanan bu yolculuk bize “oldu mu oluyor” dedirtti.
Ama şimdilik konseri bir kenara bırakıp, sizi buzullar ve volkanların ülkesine davet edelim…
Neden İzlanda? Kaç gün yeterli?
İzlanda, doğanın tüm gücünü ve güzelliğini gözler önüne seren büyüleyici bir ada ülkesi. Her yeri ayrı bir sürpriz: dev şelaleler, buzullar, siyah kumlu plajlar, sıcak su lagünleri ve volkanik dağlar… Sanki doğa burada sergileniyor ve sen de bir parçası oluyorsun. Gün sayısı tamamen sizin keşif isteğinize bağlı ama biz 6 gün geçirdik ve hem şehir hayatını hem de doğayı keyifle deneyimledik. Bizim için fazlasıyla yeterliydi.
Vize gerekli mi?
Evet, Türk vatandaşları için Schengen vizesi gerekiyor. En güvenilir bilgiye Dışişleri Bakanlığı sitesinden ulaşabilirsiniz.
Ulaşımı nasıl sağladık?
Sibel > İstanbul’dan Pegasus ile Kopenhag’a, oradan Play Airlines ile Reykjavik’e uçtu. Play Airlines gerçekten konforlu bir havayoluydu ve uçak içi küçük sürprizler de vardı; mesela bedava bira verdiler! 🍺
Meriç > Londra’dan EasyJet ile direkt Reykjavik’e geldi.
İkimiz de havaalanına neredeyse aynı saatlerde vardık, ki buna da hep dikkat ederiz.
Nerede kaldık?
Reykjavik’te Grandi by Center Hotels’de kaldık. Booking.com üzerinden rezervasyon yapınca havaalanından ücretsiz transfer hizmeti de sundular.
Otel şehir merkezine yürüyerek 20 dakika mesafede, bu sayede her yere kolayca yürüdük. Kahvaltı dahil, resepsiyon 7/24 açık ve otelin hem barı hem de restoranı oldukça keyifliydi.
Nerelerde yemek yedik?
Otelin de sunduğu nefis akşam yemeği dışında ülkede yemek yediğimiz yerler - ve inanın hiçbiri sizi üzmüyor!
Skál: Reykjavik’in ilk yemek marketi Hlemmur Food Hall içinde bulunan, yerel lezzetlere odaklanan ve İzlandik malzemeler kullanan deneyimsel bir restaurant-bar.
Saeta Svinid: 7 tabaklı tadım menüsü, puffin, baby whale, izlandi kuzu gibi farklı lezzetler var. Bunu mutlaka deneyin.
Café Loki: Hallgrimskirkja’nın karşısında tatlı bir kafeterya.
Bæjarins Beztu Pylsur: Ünlü hotdogçu, ayaküstü ve lezzetli atıştırmalık için ideal.
Svarta Kaffi: Kocaman ekmek içinde günlük çıkan çorba.
Neler yaptık, neler gördük?
Golden Circle Tour: Geysir, Gullfoss şelalesi ve Thingvellir National Park rotası ile doğanın o görkemli gücünü bir de siz görün.
Reykjavik Şehir Turu: Hallgrimskirkja, Harpa Concert Hall, Sun Voyager heykeli ve şehirdeki bar-restoran keşifleri yaptığımız bir gün oldu. Tüm şehri bir günde gezebiliyorsunuz zaten.
Northern Lights Hunt: 3 saatlik tur ile şehir dışına çıkarak kuzey ışıklarını görmeye çalıştık. Bu kuzey ışıklarına denk gelmek tamamıyla şans işi!
South Coast Adventure with Glacier Hike: Skogafoss ve Seljalandsfoss şelaleleri, Solheimajokull Glacier’da yürüyüş ve Reynisfjara siyah kumla kaplı sahil programını kaplayan inanılmaz bir gün yaşadık.
Blue Lagoon: Premium paket ile 3 saat yüzme, kil maskeleri ve bir içki dahil, tamamen rahatlama ve huzur günü.
Tekrar gider miyiz?
Kesinlikle evet! Belki bir sonraki sefer farklı bir rota çizeriz ama tekrar gitmek için sabırsızlanıyoruz.
Bunun yanında özellikle kadınların tek başına gezmek için tercih edebileceği en baş ülkelerden biri!
Burdayken aldığımız his sanki tamamen dünyadan kopmuş da bambaşka bir gezegendeymişiz gibi hissettirmişti.
Kısaca 6 Günlük Programımız:
Gün: Varış, otele yerleşme, şehirde merkezine yürüyüş ve akşam yemeği.
Gün: Golden Circle Full-Day Tour.
Gün: Gün içinde Reykjavik şehir keşfi, akşamına da Northern Lights Hunt turu.
Gün: South Coast Adventure with Glacier Hike.
Gün: Tüm o yürüyüşlerin ve şiddetli esen rüzgarın üstüne Blue Lagoon’da rahatlama günümüz.
Gün: Dönüş. Aslında burdan Amsterdam’a ordan da Antwerp’e Back Street Boys konserine gittik - hehe.
Her birinin detaylı yazıları için diğer sayfalarımıza bekleriz.