İzlanda'nın Harikalarını Keşfetmek: Altın Çember Turu

İzlanda’ya gidildiğinde hem kültürel hem coğrafi açıdan ilk yapılması gereken şey kesinlikle ülkenin güneyinde yer alan Altın Çember turu (Golden Circle Tour). Bizim de şehre vardığımızın hemen ertesi gününe ayarladığımız tur bu olmuştu. www.guidetoiceland.is üzerinden satın aldığımız, sabah 8’de otelden alınmamızla başlayıp tekrar otele bırakılmamız ile birlikte yaklaşık 8 saat sürüyordu. 

Şunu da belirtelim; özellikle bu tip turlarda kat kat giyinmek, kıyafetinizin suya dayanaklı olması ve iyi bir yürüyüş ayakkabınız olması şart. Dilerseniz yanınıza el ısıtıcınızı da alabilirsiniz. Bu zaman zaman bizim çok işimize yaradı, özellikle bunun gibi çok kuvvetli rüzgarlı turlarda.

Şimdi gelelim gün boyu nerelerde durduğumuza.

Faxi

Yolun üstündeki Tungufljót Nehri'nde akan ilk şelale ve Gullfoss ile karşılaştırılınca daha küçük ve sakin kalan bir yer.

Geysir

İzlanda'nın güneybatısında bulunan Haukadalur Vadisi'nin jeotermal alanında yer alan ünlü bir kaplıca. Geysir'in kendisi bu günlerde nadiren aktif olsa da, bu vadideki güçlü Strokkur, Smiður ve Litli-Strokkur dahil olmak üzere çok sayıda kaplıca ve gayzerle övünüyor.

Strokkur, her 5-10 dakikada bir patlayan ve 20-40 metreye kadar geniş kaynar su fışkırtabilen muhtemelen ülkenin en ünlü kaplıcası. Geysir'in kuzeyinde ise serin İzlanda havasına buhar ve gaz yayan çok sayıda fümerol var. Özellikle burada gezerken bu fışkırma anını biraz beklemek gerekiyor. O esnada da kuvvetli rüzgar ile soğuk hava birleşince kamerayı tutan elleriniz biraz üşüyebilir. :)

Gullfoss (Golden Falls): Hvítá nehri kanyonunda bulunan, İzlanda'nın en ikonik şelalelerinden biri. Buradaki kanyonda çok kuvvetli rüzgar estiğinden ayakta durmak bile epey güç.

Turumuzun bu 3. Noktasına geldiğimizde öğlen olmuştu. Orada bulunan cafe/restoranda önce sıcak çorbamızı içip sonra biraz hediyelik eşya bölümünde dolandıktan sonra şelale tarafına inmiştik. 

Thingvellir National Park: Burası İzlanda’daki tek UNESCO Dünya Mirası alanı. Çevreyi keşif amaçlı keyifli bir yürüyüşe çıktıktan sonra ülke bayrakları altında fotoğraf çekilebilirsiniz.Parkın hemen güneyinde İzlanda'nın en büyük doğal gölü Thingvallavatn yer alıyor. Bölgede yer alan ‘Althing’ aynı zamanda dünyanın ayakta kalan en eski parlamento binasıymış.

Dönüş yolunda Myrkholt diye bir bölgede ufak bir çiftliği olan bir yerde durduk. İçerde atlar, keçiler ve koyunlar vardı.

Hemen yanında el yapımı ve 100% orijinal İzlanda yünü hırkalar şapkalar çoraplar satılıyordu. İzlanda’danın zaten yün malzemeleri meşhur.

Buraya geldiğimizde ağır ahır kokusundan etkilenen Meriç içeri girememişti mesela. Bazı kokular rahatsız edici olabiliyor ama grubun geri kalanı etkilenmemişti.

Çiftlik demişken, burdaki hayvan sayıları ile ilgili de çok ilginç bir gerçek var. Onu da detaylı olarak bir başka yazımızda paylaşacağız.

Previous
Previous

Mavinin Peşinde: İzlanda’nın Jeotermal Harikası Blue Lagoon

Next
Next

Hlemmur yemek marketinde deneyimsel bir bar/restoran: SKÁL