GEZİ NOTLARI: İki Günlük Litvanya Deneyimi

Merhaba, ben Meriç 😊 Bu yazıyı kendi ağzımdan yazıyorum.

Çok açık söylemek gerekirse, Litvanya muhtemelen “mutlaka gitmem gereken ülkeler” listemde yer almıyordu. Hatta iş yerinden Litvanyalı bir arkadaşım olana kadar başkentinin Vilnius olduğunu bile bilmiyordum.

Derken, 2024’ün Şubat ayında, iş çıkışı sohbetinde arkadaşım “Litvanya’da karlı bir ormanda at binmek”ten bahsedince, ağzımdan “Hemen gidelim!” cümlesi çıktıktan birkaç gün sonra kendimizi Baltıkların huzurlu sessizliğinde, karla kaplı ormanlarda bulduk.

İşte iki tam güne sığdırdığımız Litvanya gezisinden hem kişisel deneyimlerim ve kendi seyahatinizi planlamanız için önerilerim:

 

Başkent Vilnius

Litvanya’nın başkenti Vilnius, kompakt yapısı, pastel tonlu mimarisi ve sakin atmosferiyle muhtemelen Avrupa’nın en sakin ve huzurlu şehirlerinden biri.

Her Avrupa şehrinde olduğu gibi burada da şehrin kalbi olan bir meydan var: Katedral Meydanı. Meydandaki Vilnius Katedrali ve Çan Kulesi, kentin simgelerinden.

Çan kulesine çıkabilir, hatta içerideki çanı kendiniz çalabilirsiniz. Eski bir yapı olduğu için kimi bölümlerden geçiş çok konforlu olmasa da kulenin içi çok modern dekore edilmiş. Hem yetişkinler hem de çocuklar için bilgilendirici interaktif sergi alanları da var. Ben o an yükseklik korkusu yaşadığım için en tepeye kadar çıkamadım ama manzara çok övülüyor. Siz deneyebilirsiniz😅

Çan Kulesi’yle katedral arasında yerde iki anlamlı taş bulunuyor:

  • Baltık Yolu Taşı, Baltık ülkelerinin Sovyetler’e karşı başlattığı bağımsızlık mücadelesinin sembolü.

  • “Stebuklas” (Mucize) Taşı, üzerinde dönüp dilek tutabileceğiniz taş. Rivayete göre saat yönünde üç kez dönenlerin dileği kabul oluyormuş.

Vilnius’un Eski Şehri (Old Town), dar taş sokakları, pastel binaları ve sanat galerileriyle UNESCO Dünya Mirası listesinde. Her yer o kadar temiz ve düzenliydi ki kendimi film setindeymişim gibi hissettim. Türkiye Büyükelçiliği de hatta burada.

Old Town’daki Şafak Kapısı (Gates of Dawn), eski şehir surlarından ayakta kalan tek kapı ve Katolikler için kutsal bir hac noktası.

Vilnius’un merkezinden biraz uzaklaştığınızda şehir görüntüsü ve hissi biraz değişiyor. Sovyet döneminden kalma binalar, blok blok apartmanlar ve gri cepheler karşınıza çıkıyor. Bu kısım biraz kasvetli, ama Litvanya’nın geçmişini anlamak açısından da değerli.

Tam bizim gittiğimiz hafta sonu şehirde Vilnius Işık Festivali (Vilnius Light Festival) vardı. Festival her yıl Ocak sonu – Şubat başı arasında düzenleniyormuş. O dönemde gitmeyi planlıyorsanız mutlaka denk getirin derim. Şehrin farklı noktalarında değişik enstelasyonlar ve ışıklandırmalar oluyor. Bir tanesi mesela bir kilisenin içindeydi ve çok büyülüydü.

Yemek için biz klasik bir restorana gitmek yerine şehrin merkezindeki kapalı market alanı Hales Turgus’u tercih ettik. Taze ürünler, yerel peynirler ve geleneksel atıştırmalıkların satıldığı bu pazar, hem otantik hem keyifli bir deneyim oldu. Bazı ürünler bize oldukça tanıdık – örneğin turşular, salamuralar, hatta bazı unlu mamuller Türk mutfağına oldukça benziyor.

Tarihi Başkent Trakai

Vilnius’tan sadece 30 dakika uzaklıktaki Trakai, tam anlamıyla bir kartpostal şehri. Litvanya’nın tarihi başkenti olan Trakai’nin en meşhur bölgesi gölün ortasında yer alan Trakai Kalesi.

Biz kışın gittiğimiz için donmuş gölün üzerinden yürüyerek kaleye ulaştık. Yazın ise ulaşım küçük teknelerle sağlanıyormuş.

Trakai Kalesi’nin içi ziyarete açık ve orta çağ atmosferi bana biraz Game of Thrones film setini anımsattı.

Kale, bir dönem Karay Türkleri tarafından korunmuş. Bu topluluk, Litvanya tarihinin ilginç bir parçası ve hala Trakai çevresinde az sayıda aile yaşıyormuş. Bölgeye ayrı bir karakter katan renkli ahşap evler bu ailelere aitmiş.

Karay Türkleri’nin Litvanya’ya kazandırdığı en ünlü mirası ise Kibinai (Kybyn).
Poğaça benzeri bu hamur işi genellikle kıymalı ya da kuzu etli hazırlanıyor ve yanında sıcak tavuk suyuyla servis ediliyor. Göl kenarındaki kafelerde ve birçok restoranda rahatlıkla bulabileceğiniz bir yemek. Giderseniz özellikle tavuk suyuyla mutlaka deneyin!

İkinci Büyük Şehir Kaunas

Bir diğer durağımız arkadaşımın doğup büyüdüğü yer Kaunas’tı. Vilnius’a göre daha küçük bir şehir.

Kaunas’a Litvanya seyahatimizin asıl amacı olan ‘karda at binmek’ üzere gittik. Bu aslında turistik bir etkinlik değil, tamamen arkadaşımın yerel dostları vesilesiyle gerçekleşti. Böyle farklı yerlere lokallerle gitmenin de böyle avantajları oluyor.

At binme geçmişim var mı diye sorarsanız, hayatım boyunca belki toplam 5 kere binmişimdir. Hele karda hiç binmedim. Aklımdan sürekli geçenler: Ya buzda ayakları kayarsa? Ya düşersek? Atların ayakları kayıyor ve de kaydı.😅 Ama düşmedik. Ama komikti.😆 Karlar ve yüksek ağaçlar arasında 2,5 saatlik parkur boyunca hem heyecanlı hem huzurlu bir deneyim yaşadım.

Litvanya’ya özgü Žemaitukai cinsi atlar küçük yapılı, güçlü ve dayanıklılar. Tarih boyunca savaşlarda ve tarımda kullanılmışlar, günümüzde ise genellikle doğa turları ve eğitimlerde tercih ediliyorlar.

Atın nefes alışını, karın hışırtısını ve ormanın sessizliğini dinlemek tam anlamıyla bir meditasyon gibiydi.

Denemeniz Gereken Geleneksel Litvanya Lezzetleri

Litvanya mutfağı sade, doyurucu ve kısmen bizim damak zevkimize yakın.
Patates, pancar, turşular ve süt ürünleri sıkça kullanılıyor; özellikle sour cream (ekşi krema) birçok yemeğin yanında geliyor.

Šaltibarščiai (Soğuk Pancar Çorbası): Kefir, pancar ve salatalıkla yapılan, rengiyle göz alan pembe bir çorba. Genelde yazın içiliyor ama ben kışın denedim ve bayıldım!

Cepelinai (Patates Mantısı): Patates hamuru içine kıyma konularak hazırlanıyor. İsmini şeklinden alıyor (zeplin gibi).

Kibinai: Karay Türklerinden miras kalan, poğaça benzeri hamur işi.

Gira (Kvass): Gira, Litvanya’ya özgü, alkolsüz fermente bir içecek. Koyu çavdar ekmeğinden yapılıyor ve bira tarzında bir tada sahip. Denedim ama benim damak tadıma pek uymadı. Belki sizin hoşunuza gider.

Pratik Bilgiler

Ulaşım: Vilnius Havalimanı şehir merkezine sadece 15–20 dakika uzaklıkta. Trakai’ye trenle veya arabayla 30 dakikada ulaşabilirsiniz. Şehir içinde de şehirler arası da araba kullanmak çok rahat. Biz hep araçla gezdiğimiz için toplu taşımaya dair pek fikrim olamadı.

Para birimi: Euro

En iyi ziyaret zamanı: Bahar ve yaz ayları uzun günler ve festivaller için ideal. Kış ise kar manzaraları sevenler için tercih edilebilir.

Dil: Litvanca, ancak genç nüfusun çoğu İngilizce konuşabiliyor.

Konaklama: Vilnius’ta butik oteller ve Airbnb’ler bolca mevcut. Trakai’de göl kenarında küçük ahşap evlerde konaklamak da keyifli bir alternatif olabilir.

Litvanya küçük ama hikayesi büyük bir ülke. Popüler turistik rotalar arasında üst sıralarda yer almasa da, hem sakin atmosferi hem de uygun fiyatlarıyla bütçe dostu bir seyahat rotası olabilir.

Eğer düşük bütçeli, huzurlu ve biraz da sıra dışı bir seyahat planlıyorsanız, İstanbul’dan sadece 3 saatlik direkt uçuşla ulaşabileceğiniz bu Baltık ülkesi güzel bir tercih olabilir.

Kısa bir özet isterseniz, instagram postumuza da bakabilirsiniz.