Seul'de İlk Gün: Hanboklarla Tarihe Yolculuk

Seul’e ayak bastığımız ilk gece yaşadığımız küçük talihsizlikler—yanlış otele gitmemiz, ardından yağmur altında soğukta taksi beklememiz—ertesi gün yaşadıklarımız karşısında unutulup gitti. Çünkü sabahında, geleneksel Kore kıyafetleri olan hanboklarımızla Gyeongbokgung Sarayı’nda yürümeye başladık ve adeta zamanda yolculuk yaptık.

Bu deneyimi, Seul'e dair genel bir kültür turu sunan ve Get Your Guide üzerinden satın aldığımız Seoul: City Highlights, Palace Tour and Optional Hanbok turuyla yaşadık. İşte günümüzün detaylı rotası ve izlenimlerimiz:

Hanbok Deneyimi
Güne, tur rehberimizin yönlendirmesiyle geleneksel hanboklarımızı giyerek başladık. Hanboklar; zarif kesimleri, renkli desenleri ve tarihi atmosferiyle sadece giyilmekle kalmıyor, aynı zamanda Seul sokaklarında adeta prenses gibi hissettiriyor. Bir ipucu: Hanbok kiralayarak saraylara giriş ücretsiz oluyor! Bu geleneksel kıyafetler günümüzde düğünlerde, bayramlarda ve özel kutlamalarda da hâlâ kullanılıyor.

Gyeongbokgung Sarayı
Hanboklarımızla ilk durağımız olan Gyeongbokgung Sarayı’na yürüdük. 1395 yılında inşa edilen bu saray, Joseon Hanedanlığı’nın ana sarayı olup Seul’ün en büyük ve en etkileyici tarihi yapılarından biri. Sarayın geniş avluları, simetrik mimarisi ve bahçeleri büyüleyici.

Saray ziyaretimiz sırasında denk geldiğimiz Asker Değişim Töreni ise gerçekten görülmeye değerdi. Renkli geleneksel kıyafetler içindeki askerlerin yaklaşık 15 dakika süren bu törensel yürüyüşü, Joseon döneminin askeri disiplinini ve saray protokolünü yansıtıyor.

Kore Ulusal Halk Müzesi
Sarayın hemen yanında yer alan Kore Ulusal Halk Müzesi’ne de uğradık. Müze, Joseon döneminden kalma gündelik eşyalardan geleneksel yaşam sahnelerine kadar pek çok öğe barındırıyor. Kore’nin geçmişine dair derinlemesine bilgi edinmek için oldukça etkileyici bir durak.

Bukchon Hanok Köyü
Bir sonraki durak: Bukchon Hanok Köyü. Burası geleneksel Kore evleri olan hanok’ların korunarak yaşatıldığı, aynı zamanda hâlâ yerleşim alanı olarak kullanılan bir mahalle. Modern Seul ile geleneksel Kore'nin iç içe geçtiği bu bölgede, sessizlik önemli çünkü bölgede yaşayanlar turist kalabalığından rahatsız olabiliyor. Sokaklarda sessizlik uyarısı yapan görevlilerle karşılaşmak mümkün.

Sokak Lezzetleri: Tteokbokki
Kore denince sokak yemekleri olmazsa olmaz! Biz de tur sırasında ünlü pirinç keki tteokbokki’yi denedik. Baharatlı ve hafif tatlı sosuyla oldukça doyurucu bir lezzet. Meriç bu yemeği evde yapıyormuş ama Sibel için bu ilk deneyimdi ve oldukça sevdi!

Baek In-je Evi
Turun son durağı ise Kore’nin modernleşme dönemine ışık tutan Baek In-je Evi oldu. Japon sömürgesi döneminden kalan bu yapı, geleneksel ve modern mimarinin nasıl harmanlandığını gösteren nadir örneklerden biri. Evin orijinal iç yapısı korunmuş, böylece ziyaretçilere adeta zaman kapsülü gibi bir deneyim sunuyor.

Nisan Ortasında Kar ve Dolu
Ve günün en şaşırtıcı anı: 13 Nisan’da Seul’de kar ve dolu yağması! Mevsim normallerinin dışında bu hava koşulları, tarihi sokaklarda hanboklarımızla yürürken epey ilginç bir anıya dönüştü.

Sonuç olarak hava koşulları ne olursa olsun, bol yürüyüşlü, bol kültürlü ve oldukça etkileyici bir gün geçirdik. Seul’deki ilk günümüzde tarih, mimari, gelenekler ve sokak lezzetleriyle dolu harika bir başlangıç yaptık.

İpucu: Eğer siz de bu tarz bir deneyim yaşamak isterseniz, önceden rezervasyon yaptırmak ve sabah erken saatlerde tura başlamak en iyi sonucu veriyor. Özellikle hanbok giymek istiyorsanız sabah saatlerinde saraylar daha sakin oluyor.

Previous
Previous

İlk Durak: Incheon Havaalanı – Sim Kart & T-money Kart Almanın En Kolay Yolu