Seul Gecesi: Saray Işıkları, Sokak Lezzetleri ve Sürprizli Tatlar
Sabah Kore Savaş Anıtı’nı ziyaret edip Yeouido Hangang Park’ta sakuralar arasında uzun yürüyüşler yaptıktan sonra, akşam için kısa bir mola verip Get Your Guide üzerinden satın aldığımız gece turuna katıldık: “Palace, Temple and Market Guided Foodie Tour at Night”.
Turun sürprizi daha baştan geldi: Rehberimiz Jade (ya da Türkçe adıyla Yeşim), üniversiteyi Bursa’da okumuştu ve akıcı bir şekilde Türkçe konuşuyordu. Türkçe sohbetimizi duyunca yanımıza gelip nereli olduğumuzu sormasıyla başlayan diyalog, turun sonuna kadar süren samimi bir bağa dönüştü. Hem çok bilgiliydi hem de bolca güldürdü. Koreli rehberlerin sıcakkanlılığına bir kez daha hayran kaldık.
Daehak-ro’dan Başlıyoruz
Buluşma noktası, Seul’ün sanat ve gençlik merkezi sayılan Daehak-ro idi. Hyehwa semtinde yer alan bu cadde, geçmişte Seul Ulusal Üniversitesi’ne ev sahipliği yaptığı için “Üniversite Caddesi” anlamına geliyor. Şimdiyse tiyatroları, kafeleri ve sokak performanslarıyla dolup taşan capcanlı bir nokta.
Yürüyüşe buradan başladık. Yaklaşık 20 dakika sonra ilk durağımız olan Changgyeong Sarayı’na ulaştık.




Changgyeong Sarayı: Sessiz Bir Zarafet
Joseon Hanedanlığı döneminde inşa edilen bu saray, kraliçeler, kraliyet anneleri ve saraylı kadınlar için bir yaşam alanı olarak tasarlanmış. Diğer saraylara kıyasla daha sakin ve huzurlu bir atmosferi var. Ahşap yapılar, taş köprüler ve lotus havuzları arasında dolaşırken, sarayın gece aydınlatmaları çok hoş bir manzara sunuyordu.
Gwangjang Market: Sokak Lezzetlerinin Kalbi
Sonraki durak, Seul’ün en meşhur geleneksel pazarlarından biri olan Gwangjang Market oldu. Tur kapsamında, pazardaki yerel bir restoranda oturup Kore mutfağının vazgeçilmez tatlarını denedik:
Kimchi (her öğünde mutlaka!)
Kimchi Jeon (Kimchi ile yapılan Kore usulü krep)
Japchae (sebzeli noodle)
Makgeolli (pirinç şarabı)
Ve cesaret isteyen: Sannakji!
Sannakji, kesildikten sonra sinirsel hareketleri devam eden canlı ahtapot dilimleriyle yapılan bir Kore lezzeti. Susam yağı, sarımsak, gochujang (acı biber ezmesi) ve deniz yosunuyla birlikte servis ediliyor. Biz çok teşekkür edip pas geçtik ama çevre masalarda keyifle yiyen çoktu.
Turun devamında, Netflix’in Street Food: Asia belgeselinden tanınan Cho Yonsoon’un meşhur dumpling tezgahında nefis manduların tadına baktık.
Kapanışı ise tatlı bir sürprizle yaptık: Kkwabaegi, yani twisted Korean donuts!
Ikseon-dong ve Insadong: Geleneksel ile Modernin Buluşması
Turun bir sonraki ayağı, geleneksel hanok evleriyle süslenmiş Ikseon-dong Hanok Street oldu. Bu bölgede kafeler, sanat galerileri ve butik dükkanlar modern dokunuşlarla geleneksel Kore estetiğini bir arada sunuyor. Devamında, el işi ürünleriyle bilinen Insadong sokaklarından geçerek sanatla iç içe keyifli bir yürüyüş gerçekleştirdik.
Jogyesa Tapınağı: Renkli Fenerler ve Sessiz Dualar
Turun son durağı, Seul’ün merkezindeki Jogyesa Tapınağı oldu. Kore Zen Budizmi'nin merkezi kabul edilen bu tapınak, Nisan ortasında gitmiş olmamıza rağmen 5 Mayıs’taki Buda’nın doğum günü için hazırlanıyordu. Tapınak rengarenk fenerlerle süslenmişti ve büyüleyici bir atmosfer sunuyordu.
İçerisi oldukça sakindi; dua edenler, dilek dileyenler ve bizim gibi sessizce keşfeden ziyaretçiler vardı. Girişte büyükçe bir davul vardı; rehberimizin anlattığına göre dilek dileyip üç kez vurunca gerçekleştiğine inanılıyormuş. Biz de eksik kalmadık tabii. Ardından yetmedi, bir de mumlarımızı yakıp içten bir teşekkür ettik.
Seul’ün Gece Hali
Bu gece turu; saraylardan sokak lezzetlerine, hanok sokaklarından Budist tapınaklara kadar Seul’ün hem tarihi hem de modern yüzünü bir arada deneyimlemek için mükemmel bir rotaydı. Yaklaşık 4 saat süren bu yürüyüş, Seul’ün gece ruhunu doyasıya yaşattı.
Eğer Seul’de bir akşamınızı dolu dolu geçirmek isterseniz, bu gece yürüyüşünü şiddetle öneriyoruz!