GEZİ NOTLARI: 2 Günde Stockholm

İsveç’in başkenti Stockholm, kuzeyin sakin ama bir o kadar da canlı şehirlerinden biri. Hem modern hem tarihi yapısıyla, temiz havası ve denizle iç içe yaşamıyla soğukluğuna rağmen tam bir “burada yaşanır” hissi veriyor.

Denizle iç içe demişken, uzun bir sahil boyunca uzanan bir şehir hayal etmeyin. Stockholm, 14 adacıktan oluşan ve 50’ye yakın köprüyle birbirine bağlanan bir şehir. Uçakla inerken pencereden baktığınızda bu manzarayı çok net görüyorsunuz.

Bizim Stockholm’e gelişimiz biraz tesadüfi oldu. Aramızdaki “etkinlik ve bilet sorumlusu” Sibel’in Stockholm Södra Teatern’de gerçekleşecek Amerikan komedyen Jeff Arcuri’nin şovu için aldığı iki bilet vesilesiyle sadece haftasonu için bile olsa kendimizi bu güzel İskandinav şehrinde bulduk.

Şehre Ulaşım

Stockholm Arlanda Havalimanı’ndan şehir merkezine gitmenin en hızlı yolu Arlanda Express treni. Yaklaşık 18 dakikada merkez istasyona varıyorsunuz. Fiyatı biraz yüksek ama kısa süreli seyahat edenler için zamandan büyük kazanç. Alternatif olarak, otobüs veya şehir içi trenlerle de ulaşmak mümkün.

Konaklama

Biz bu sefer bir arkadaşımızın evinde kaldık ama Meriç’in önceki tecrübelerine dayanarak önerimiz bir AirBnB’de kalmanız. Otel fiyatları Stockholm’de genel olarak yüksek. Lüks oteller zaten uçuk rakamlarda, orta seviye oteller ise Avrupa ortalamasının üzerinde. Ancak erken rezervasyonla ya da şehir merkezinden biraz uzak konumlarda uygun seçenekler bulmak mümkün. IKEA’nın memleketinde olduğunuzu unutmayın – Airbnb evlerinin çoğu sade, şık ve tam bir “İskandinav estetiği” örneği. Hem bütçesel açıdan hem göz zevki açısından AirBnB daha mantıklı bir seçenek olabilir.

İki günde nereler gezilebilir?

Metro İstasyonları

Evet, ilk durak olarak “metro istasyonları” dememiz şaşırtıcı olabilir ama Stockholm metrosu gerçekten başlı başına bir sanat galerisi. “Dünyanın en uzun sanat galerisi” olarak anılan metro ağında 90’dan fazla istasyonun duvarları, tavanları ve sütunları farklı sanatçılar tarafından boyanmış.

En ünlü duraklar: T-Centralen, Kungsträdgården ve Solna Centrum.
Sadece ulaşım için değil, sanat gezisi niyetine de mutlaka görülmeli.

Gamla Stan

Şehrin kalbi ve en güzel bölgelerinden biri olan Gamla Stan (Eski Şehir/Old Town), Stockholm’ün ruhunu hissetmek için en doğru başlangıç noktası. Renkli evleri, dar sokakları ve tarihi atmosferiyle her adımda fotoğraf çekmek istiyeceğiniz bir bölge. Merkezinde yer alan Stortorget Meydanı, şehrin en eski meydanı ve en meşhur yerlerinden biri. Biz burada kısa bir kahve molası verip sokakları keşfetmeye devam ettik.

Kraliyet Sarayı’nda Nöbet Değişimi

Stockholm’ün en görkemli yapılarından biri olan Kraliyet Sarayı (Kungliga Slottet), şehrin tarihi merkezinde, Gamla Stan’ın hemen yanında yer alıyor.
Bugün hala İsveç Kraliyet Ailesi’nin resmi çalışma alanı olarak kullanılıyor ve günün belirli saatlerinde gerçekleşen nöbet değişimi töreni en popüler turistik etkinliklerden biri.

Bando müziği eşliğinde sarayın avlusunda gerçekleşen tören hafta içi 12:15’te, Pazar günleri ise 13:15’te başlıyor ve yaklaşık 40 dakika sürüyor. Biz şans eseri yakaladık ama her tören değişimi gibi bu da izlemeye değer etkileyici bir törendi.

Fotografiska

Fotoğraf severler için Stockholm’ün olmazsa olmaz noktası Fotografiska Müzesi.
Dünya çapında sanatçıların sergilerine ev sahipliği yapan bu modern müze, hem içeriği hem de manzarasıyla büyüleyici. Müze gezisinin ardından deniz kenarındaki kafesinde oturup şehir manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Giriş ücretli ama kesinlikle değer. Biz gittiğimizde şampanya tadımı vardı ve elinizde şampanya kadehleriyle gezebiliyordunuz. Böyle bi keyif var mı?

National Museum

Bir diğer gidilebilecek yer ise Stockholm Ulusal Müzesi (Nationalmuseum).
1866 yılında açılmış bu müze, İskandinav ve Avrupa sanatının en iyi örneklerini bir araya getiriyor. Rönesans’tan modern döneme kadar uzanan koleksiyonlarıyla oldukça zengin bir içerik sunuyor. Müzenin önünde, Ai Weiwei’nin “Arch” adlı heykeli yer alıyor: göç ve özgürlük temalarını işleyen dikkat çekici bir eser. İçeride oldukça güzel yemekleri olan bir restoran var. Sirkülasyonu hızlı olan bir müze restoranı olsa da yemekleri hakikaten şahaneydi.

Yuc! Mexican

Akşam yemeği için tercihimizi, ileriki seyahat rotalarımızdan biri olan, Latin esintili bir mekândan yana kullandık: Yuc Mexican. Meksika mutfağını Asya dokunuşlarıyla birleştiren bu restoran, küçük tabaklar, paylaşmalık porsiyonlar ve kokteylleriyle biliniyor. Spicy margaritaları meşhur – mutlaka deneyin. 🌶️

Hava & Mevsim

Biz Nisan ayında gittik ve hava -1 dereceydi. aynı günde hem güneşi hem karı gördüğümüz, soğuk rüzgarlar yüzünden ara ara kaçıp içecek molası verdiğimiz oldu. Yine de şehir o kadar düzenli, sakin ve huzurlu ki soğuk bile keyifli hale geliyor.

Kısa Bilgiler

Fika kültürü: İsveçlilerin meşhur kahve molası geleneği. Şehrin her noktasında birbirinden güzel kahve dükkanları görmek mümkün.

Müze günleri: Bazı müzeler belirli günlerde ücretsiz – gitmeden kontrol edin.

Para birimi: İsveç Kronu (SEK). Birçok yerde kart geçiyor, nakit taşımasanız da olur.

Ulaşım: Metro ve tramvay ağı son derece pratik, günlük bilet almak ekonomik olabilir.

ABBA The Museum: Müziğe ilgisi olanlar için mutlaka tavsiye edilir. Grubun kostümleri, plakları, sahne dekorları hatta hologram performanslarıyla dolu interaktif bir deneyim sunuyor. İçeri girince kendinizi bir anda 70’lerin disko döneminde buluyorsunuz – ABBA hayranı olmasanız bile keyifli bir ziyaret. (Biz buraya beraber gidemedik, çok istedik ama zaman yetmedi çünkü çok merkezi bir yerde değil. Meriç önceden gitmiş ve öve öve bitiremiyor.)

Stockholm için iki gün kısa görünse de yine de birçok şey yapılabilir. Bizim için soğuk ama sıcacık anılarla dolu bir hafta sonuydu ve kesinlikle yeniden gitmeyi planlıyoruz.